1001 Çiçek
Kitaplar’ın yayımladığı “İyi Geceler Farecikler”i, Frances Watts yazmış, Judy
Watson resimlemiş. Öncelikle resimlerinin ve hikâyesinin oldukça başarılı
olduğunu söylemeliyim. Resimlerdeki farecikler çocukların ilgisini çekecek
derecede sevimli çizilmiş. Resimlerin metinle uyumluluğu da dikkat çeken bir
nokta.
Kitabın çevirmeninin ismini özellikle belirtmek istiyorum: Meltem
Özdemir. Öyle güzel bir çeviri yapmış ki, metin şiirselliğinden hiçbir şey
kaybetmemiş. Üstelik Türkçe ifadelerle metin daha da zenginleştirilmiş.
Genel
olarak 0-6 yaşa hitap eden bir çocuk kitabı “İyi Geceler Farecikler”. Mitzi, Boni,
Peri ve Cano adındaki dört küçük farenin uykuya hazırlık serüvenini anlatıyor.
Serüven diyorum, çünkü kitap fareciklerin esnemeye başladıkları andan
uyudukları ana kadar geçen süreyi anlatıyor. Ama ne serüven… Uykusu gelen
farecikler önce mızmızlanıyor. Kimisi yorgunluktan yere yayılmışken kimisi
ağlıyor. Ardından esnemeye başlıyorlar: “Mıtzi esniyor bir kere. Boni esniyor
iki kere”.
Fareciklerin esnediğini gören anne fare, uyku zamanının geldiğini
haber veriyor. Farecikler yatağa gitmeden önce dedelerini öpüyor. Ailenin
içinde bir dedenin varlığı ve yatmadan önce onu öpüyor olmaları önemli bir
detay. Bu detay, ailenin birlikteliğini ve kuşaklar arasındaki olumlu ilişkiyi
vurguluyor. Dedelerini öptükten sonra uyku serüvenine atılan farecikler önce
banyoya giriyor. Küvette yapılan eğlenceli oyunlarla yıkanıp kurulanıyor, hemen
diş fırçalama törenine geçiyorlar. Sonra da masal dinleme keyfine sıra geliyor.
Ardından ver elini uyku…
“İyi
Geceler Farecikler”in en dikkat çeken kısmı, hikâyedeki tekrarlar. Edebî metinler
açısından bakıldığında tekrarların pek sevilmediği açıktır. Öyle ki ne kadar
çok tekrar varsa yazar o kadar başarısız görülür. Ama bu durum çocuk edebiyatı
metinleri için geçerli değil. Çünkü çocukların gelişiminde tekrarların önemli
olduğu biliniyor. Özellikle 0-6 yaş grubu için tekrarlar, bir pekiştirme
yöntemi olarak kullanılıyor. Bu anlamda “İyi Geceler Farecikler”deki bu tekrarlar
işlevsellik taşıyor.
“Öp
dedeyi bir yanağından. Öp dedeyi iki yanağından.”
“Anne
bir kez içini çekiyor. Baba iki kez içini çekiyor”
“Yıka
bıyıkları bir kere. Yıka bıyıkları iki kere”
“Bir
düğmeni ilikle. İki düğmeni ilikle”
Yukarıda
cümlelere bakıldığında en çok bir ve iki rakamının tekrarlandığı görülüyor.
Böylece okur (bu çoğu zaman anne-baba olacak ama ben çocuğu da okur olarak
değerlendiriyorum) sayıları öğrenirken aynı zamanda bu iki sayıyı pekiştiriyor.
Bunun dışında bu tekrarların şiirsel tınısı da dinleyen okurun hoşuna
gidecektir eminim. Bu şiirsel tınının ve metnin ritminin hikâyenin birçok
noktasına yansıdığını da belirtmeliyim.
“Yol
boyunca bir koşuşmaca, itişip kakışmaca!
Hikâyedeki
yansıma sesler de şiirselliğe katkı sağlıyor. Cump cump, haşır huşur gibi
yansıma sesler çocukların gözünden bakınca oldukça eğlenceli.
“Hoop
çıkıyorlar tırabzana
Vııjit
kayıyorlar aşağıya”
Gelelim
hikâyenin en güzel tarafına. Farecikler sonunda yatak odalarına gelip
pijamalarını giyiyorlar. Sonra hem anne-babanın hem de yazarın ağzından aşağıdaki
sözler dökülüyor.
“Haydi
çabuk fareler
Masal
dinlemek
İsteyenler
Doğruca
yatağa girsinler”
Farecikler yataklarına
giriyor, anne-babaları onlara masal okuyor. Farecikler buna bayılıyor. Tıpkı
okurun anne ve babasından bu hikâyeyi dinlemesi gibi. Böylece uykuya hazırlık
serüvenine masal dinlemek de dâhil ediliyor. Eminim okur, bu kitabı okuduktan
sonra aynı rutini gerçekleştirmek isteyecek. Dedeyi öp, banyo yap, dişini
fırçala, pijamalarını giy, masal oku ya da dinle, en sonunda uyu.
Nihayet farecikler
uykuya dalıyor. Ama hikâye burada bitmiyor. Yazar, bizi dış gözlemci olarak
odadan çıkarmaya zorluyor. Böylece farecikler sessizlikte mışıl mışıl uyusunlar
istiyor.
“Işıkları
söndürüp yavaşça dışarı çıkalım
Çıt
çıkarmadan sessizce ayrılalım”
Kitabın
kapağını kapattığınızda da hikâye bitmiyor. Evet evet, bitmiyor. Arka kapakta
çok güzel bir şiir daha yer alıyor. Lütfen o şiiri de okumadan geçmeyin.
Böylece uyku rutinini tamamlayın. Sonra da ışıkları söndürüp odadan
çıkabilirsiniz. İyi geceler minikler! Şimdi mışıl mışıl uyuyup büyüsünler!
Not: Fotoğraflar için kitap kurdu Uras Akgün'e teşekkür ederim:)
Nefise Abalı
Not: Fotoğraflar için kitap kurdu Uras Akgün'e teşekkür ederim:)
“Anne bir kez içini çekiyor. Baba iki kez içini çekiyor” ifadesi, 0-6 yaş grubu için anlaşılamaz olabilir mi acaba? Yani "iç çekme" deyimi, bu yaş grubu için "soyut" mu kalır acaba? Belki de çeviride Meltem Özdemir hanımefendi tam bir karşılık bulamayıp mecbur kaldı bu ifadeyi kullanmada...
YanıtlaSilGenelde çocuk kitaplarına, çocuğun anlamını bilmediği bir iki sözcük ekliyoruz (çocuk kitabı editörlüğü de yapmıştım, deneyimlerime dayanarak söylüyorum). Edebî yapıtların dil becerisi, söz dağarı kazandırma gibi bir işlevi de var biliyorsunuz. Soyut kalabilir evet ama bu sözcüğün anlamı çocuğa açıklanabilir, iç çekmenin nasıl bir şey olduğu canlandırılabilir.
YanıtlaSil