banner

7 Mart 2014 Cuma

"İyi Geceler Farecikler"

     

        Çocuklara yönelik animasyon senaryosu yazıyorsanız mutlaka çocuk edebiyatından beslenmeniz gerekir. Benim en sevdiğim ve çok sevdiğim çocuk kitabı "İyi Geceler Farecikler". Bu kitap hem içeriği hem görselleriyle çocukların dünyasına dair epey fikir veriyor.
1001 Çiçek Kitaplar’ın yayımladığı “İyi Geceler Farecikler”i, Frances Watts yazmış, Judy Watson resimlemiş. Öncelikle resimlerinin ve hikâyesinin oldukça başarılı olduğunu söylemeliyim. Resimlerdeki farecikler çocukların ilgisini çekecek derecede sevimli çizilmiş. Resimlerin metinle uyumluluğu da dikkat çeken bir nokta. 


Kitabın çevirmeninin ismini özellikle belirtmek istiyorum: Meltem Özdemir. Öyle güzel bir çeviri yapmış ki, metin şiirselliğinden hiçbir şey kaybetmemiş. Üstelik Türkçe ifadelerle metin daha da zenginleştirilmiş.
Genel olarak 0-6 yaşa hitap eden bir çocuk kitabı “İyi Geceler Farecikler”. Mitzi, Boni, Peri ve Cano adındaki dört küçük farenin uykuya hazırlık serüvenini anlatıyor. Serüven diyorum, çünkü kitap fareciklerin esnemeye başladıkları andan uyudukları ana kadar geçen süreyi anlatıyor. Ama ne serüven… Uykusu gelen farecikler önce mızmızlanıyor. Kimisi yorgunluktan yere yayılmışken kimisi ağlıyor. Ardından esnemeye başlıyorlar: “Mıtzi esniyor bir kere. Boni esniyor iki kere”. 


Fareciklerin esnediğini gören anne fare, uyku zamanının geldiğini haber veriyor. Farecikler yatağa gitmeden önce dedelerini öpüyor. Ailenin içinde bir dedenin varlığı ve yatmadan önce onu öpüyor olmaları önemli bir detay. Bu detay, ailenin birlikteliğini ve kuşaklar arasındaki olumlu ilişkiyi vurguluyor. Dedelerini öptükten sonra uyku serüvenine atılan farecikler önce banyoya giriyor. Küvette yapılan eğlenceli oyunlarla yıkanıp kurulanıyor, hemen diş fırçalama törenine geçiyorlar. Sonra da masal dinleme keyfine sıra geliyor. Ardından ver elini uyku…


“İyi Geceler Farecikler”in en dikkat çeken kısmı, hikâyedeki tekrarlar. Edebî metinler açısından bakıldığında tekrarların pek sevilmediği açıktır. Öyle ki ne kadar çok tekrar varsa yazar o kadar başarısız görülür. Ama bu durum çocuk edebiyatı metinleri için geçerli değil. Çünkü çocukların gelişiminde tekrarların önemli olduğu biliniyor. Özellikle 0-6 yaş grubu için tekrarlar, bir pekiştirme yöntemi olarak kullanılıyor. Bu anlamda “İyi Geceler Farecikler”deki bu tekrarlar işlevsellik taşıyor.
“Öp dedeyi bir yanağından. Öp dedeyi iki yanağından.”


“Anne bir kez içini çekiyor. Baba iki kez içini çekiyor”
“Yıka bıyıkları bir kere. Yıka bıyıkları iki kere”
“Bir düğmeni ilikle. İki düğmeni ilikle”
Yukarıda cümlelere bakıldığında en çok bir ve iki rakamının tekrarlandığı görülüyor. Böylece okur (bu çoğu zaman anne-baba olacak ama ben çocuğu da okur olarak değerlendiriyorum) sayıları öğrenirken aynı zamanda bu iki sayıyı pekiştiriyor. Bunun dışında bu tekrarların şiirsel tınısı da dinleyen okurun hoşuna gidecektir eminim. Bu şiirsel tınının ve metnin ritminin hikâyenin birçok noktasına yansıdığını da belirtmeliyim.
“Yol boyunca bir koşuşmaca, itişip kakışmaca!
Tüm farecikler oyun oynama havasında”

       

Hikâyedeki yansıma sesler de şiirselliğe katkı sağlıyor. Cump cump, haşır huşur gibi yansıma sesler çocukların gözünden bakınca oldukça eğlenceli.
“Hoop çıkıyorlar tırabzana
Vııjit kayıyorlar aşağıya”
Gelelim hikâyenin en güzel tarafına. Farecikler sonunda yatak odalarına gelip pijamalarını giyiyorlar. Sonra hem anne-babanın hem de yazarın ağzından aşağıdaki sözler dökülüyor.
“Haydi çabuk fareler
Masal dinlemek
İsteyenler
Doğruca yatağa girsinler”


Farecikler yataklarına giriyor, anne-babaları onlara masal okuyor. Farecikler buna bayılıyor. Tıpkı okurun anne ve babasından bu hikâyeyi dinlemesi gibi. Böylece uykuya hazırlık serüvenine masal dinlemek de dâhil ediliyor. Eminim okur, bu kitabı okuduktan sonra aynı rutini gerçekleştirmek isteyecek. Dedeyi öp, banyo yap, dişini fırçala, pijamalarını giy, masal oku ya da dinle, en sonunda uyu.


Nihayet farecikler uykuya dalıyor. Ama hikâye burada bitmiyor. Yazar, bizi dış gözlemci olarak odadan çıkarmaya zorluyor. Böylece farecikler sessizlikte mışıl mışıl uyusunlar istiyor.
“Işıkları söndürüp yavaşça dışarı çıkalım
Çıt çıkarmadan sessizce ayrılalım”
Kitabın kapağını kapattığınızda da hikâye bitmiyor. Evet evet, bitmiyor. Arka kapakta çok güzel bir şiir daha yer alıyor. Lütfen o şiiri de okumadan geçmeyin. Böylece uyku rutinini tamamlayın. Sonra da ışıkları söndürüp odadan çıkabilirsiniz. İyi geceler minikler! Şimdi mışıl mışıl uyuyup büyüsünler!

Not: Fotoğraflar için kitap kurdu Uras Akgün'e teşekkür ederim:) 

Nefise Abalı

2 yorum:

  1. “Anne bir kez içini çekiyor. Baba iki kez içini çekiyor” ifadesi, 0-6 yaş grubu için anlaşılamaz olabilir mi acaba? Yani "iç çekme" deyimi, bu yaş grubu için "soyut" mu kalır acaba? Belki de çeviride Meltem Özdemir hanımefendi tam bir karşılık bulamayıp mecbur kaldı bu ifadeyi kullanmada...

    YanıtlaSil
  2. Genelde çocuk kitaplarına, çocuğun anlamını bilmediği bir iki sözcük ekliyoruz (çocuk kitabı editörlüğü de yapmıştım, deneyimlerime dayanarak söylüyorum). Edebî yapıtların dil becerisi, söz dağarı kazandırma gibi bir işlevi de var biliyorsunuz. Soyut kalabilir evet ama bu sözcüğün anlamı çocuğa açıklanabilir, iç çekmenin nasıl bir şey olduğu canlandırılabilir.

    YanıtlaSil